top of page
blog_background 1 (1).png

Veri Temelli İK Yönetimi: Şirketlerin Altın Madeni

Güncelleme tarihi: 25 Tem 2023


The Conference Board'un bir anketine göre, insan sermayesi küresel CEO'ların karşı karşıya olduğu en büyük zorluk. (1) İnsan gücünün bir varlıktan ziyade zorluk olarak ele alınması; İK’nın işe alımdan eğitime kadar tüm görevlerinde analitik ve veri odaklı karar verme süreçlerini benimsemesinin önemini ortaya koyuyor.




Şirketlerin insan kaynakları ekiplerinin, işe alımdan çalışan performansına, İK’nın her aşamasında topladıkları verileri düşününce, bir altın madenine sahip olduğunu düşünebiliriz. Üstelik bu geleneksel veri kümelerine ek olarak, artık çalışanların sosyal medya profillerinden, yazdıkları e-postalardan ve daha başka birçok kaynaktan çok değerli veriler elde edilebiliyor.


Tüm bu veriler doğru şekilde toplanıp işlendiğinde, şirkete dair kararları iyileştirmekten çalışanları daha mutlu etmeye kadar pek çok aşamada fayda sunup hem çalışanlara hem de tüm şirkete değer katıyor. O halde veri temelli bir İK yönetiminin modern iş dünyasında vazgeçilmez bir gereklilik olduğunu söyleyebiliriz.


Gelin bugün neden sizin de bir İK profesyoneli olarak veriyi önemsemeniz gerektiğini konuşalım.


Şirketiniz Neden Veri Temelli İK Analitiğini Önemsemeli?

Data temelli teknolojiler ve yapay zeka hızla gelişirken, yapılan tüm araştırmalar, insan analitiği ile performansı iyileştirme arasındaki doğru orantıyı ortaya koyuyor.


Bu nedenle, büyük veri ve analitik çağında olmanın gereğini yaparak, geçmişte tablolara yerleştirip bir daha yüzüne bakılmayan verilerden, sürekli güncellenen, işlenerek anlamlı bilgilere dönüştürülen verilere geçiş yapmak gerekiyor. Bu veriler; en uygun adayların nasıl bulunabileceğinden en iyi çalışanların nasıl elde tutulabileceğine, değişen duygu durumları ile hissettikleri memnuniyetin seviyelerinin değerlendirilmesinden istek ve ihtiyaçlarının belirlenmesine kadar birçok alanda değerli içgörülere dönüşüyor.


Veri temelli İK yönetimi, bir yandan sahip olunan insan gücünü daha iyi anlayıp çalışan deneyimini iyileştirmeye yardım ederken, diğer yandan şirket performansını artırmayı sağlıyor. Verileri doğru şekilde analiz etmek ve kullanmak, şirketlerin daha bilinçli kararlar alması ve stratejik hedeflerine ulaşması için büyük fırsatlar sunuyor.



Veriler Nasıl Yapay Zekadan Faydalanmanızı Kolaylaştırabilir?

İK verisi toplamaya yeni başlayacaksınız önce doğru kaynaklara yönelmeli, ardından neyi analiz edeceğinizi anlamak için doğru metrikleri seçmelisiniz. Böylece İK stratejinizi de daha kolay belirleyebilirsiniz.


Yapacağınız ölçümler sonucunda elde edeceğiniz bilgilerle, ilk bakışta görünmeyen detayları yakalama ve daha derin içgörüler elde etmeye giden yolda, yapay zekadan daha anlamlı şekilde faydalanır hale gelebilirsiniz.


Peki bu metrikler neler? Nasıl toplanır ve düzenlenir? Aşağıda listelediğimiz metrikleri,i şletme hedeflerinize bağlı olarak seçmeli ve uygulamalısınız. Bu seçimle, yalnızca işletmenizin güncel durumunu takip etmekle kalmaz aynı zamanda iyileştirilmesi gereken alanları da belirleyebilirsiniz.


1. Çalışan Bağlılığı

Çalışan bağlılığı, çalışanlarınızın ne kadar mutlu ve verimli olduğunun bir göstergesidir. Çalışanların işlerine ve şirketlerine ne kadar bağlı olduklarını ölçen bu metrikle sorunları büyük problemlere dönüşmeden tespit edip çözebilirsiniz.


2. Çalışanı Elde Tutma

Belirli bir süredir kadroda olan çalışanlarınızın ölçümü ile çalışanlarınızın işlerinden ne kadar memnun olduğunu anlayabilirsiniz. Bu metrik aynı zamanda çalışanlarınızın şirketinizde kalma ya da iş değiştirme olasılıkları hakkında da tahminde bulunmanızı sağlar.


3. Çalışan Verimliliği

Çalışan verimliliği metriği ile çalışanlarınızın belirli bir süre içinde tamamlayabildikleri iş miktarını ölçebilirsiniz. Her çalışanınızın haftalık çalışma süresini ve bir saatte bitirdikleri işin miktarını saptarsanız şirketinizin aylık performansını da ölçmüş olursunuz.


4. İşe Alım Oranları

Görüştüğünüz adayların ne kadarını işe aldığınızı ölçerek şirketinizin yaptığı iş görüşmelerinin başarısını da takip edebilirsiniz. İşe alma başarısını; işe alınanların sayısı ile birlikte, işe alım sürecini tamamlamadan bırakan aday sayısı ve bir pozisyonu doldurmak için harcanan ortalama süre ile birlikte değerlendirmelisiniz.


5. Tükenmişlik Sendromu Riski

Küresel ölçekte, işten dolayı oluşan tükenmişlik sendromu vakalarında endişe verici bir artış gözlemliyoruz. Tükenmişlik sendromunun semptomlarını ve risklerini görmek adına yapabileceğiniz her çalışma sizi büyük bir maliyet riskinden koruyacaktır. Önleyici tedbirler ile çalışanlarınızı kendilerine iyi bakmaya teşvik eden destekleyici, sağlıklı bir çalışma ortamı yaratırken bir yandan bu alandaki riskinizi hesaplamalısınız.



Özetle…


İnsanlar elbette insan kaynaklarındaki başarının itici gücü olmaya devam edecek. Ancak veri toplama ve analiz etme yeteneği geliştikçe, İK ekibinin de rolünün değiştiğini, işletmeye daha fazla değer katma potansiyelinin de bu sayede arttığını görebiliriz. Zaten veriyi bu kadar önemli yapan da İK’nın onu anlamlandırmak konusundaki bu bitmeyen çabası.


O halde, hangi verileri toplamak gerektiğini belirlediysek, şimdi artık şirketimizi ve tüm iş ortamını geliştirmeye yardımcı olacak içgörüleri keşfetmenin; yani yapay zekadan da faydalanarak analiz yapmanın zamanı!


Kaynaklar

1. Fresh SHRM Research Explores Use of Automation and AI in HR, 2002. SHRM.https://www.shrm.org/about-shrm/press-room/press-releases/pages/fresh-shrm-research-explores-use-of-automation-and-ai-in-hr.aspx


34 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page